TÜİK verilerine göre Türkiye’de son 9 yılda çocuk istismarı neredeyse 4 kat artmış durumda. Bunlar kayıt altına alınmış vakaların raporlanmasıyla elde edilen veriler. Peki ya sesini duyuramayan çocuklar?

Gizlenen, ört bas edilen ve ortaya çıkarılmayan istismar öyküsünün sayısı ne kadar acaba?

Emniyet ve jandarma kayıtlarına yansıyan rakamlar korkunç.

2014 yılında 11 bin 95 olan cinsel istismar mağduru çocuk sayısı, 2022 yılında 31 bin 885’e kadar yükselmiş. 

2023 yılında adliyeye intikal eden çocuğa cinsel istismar suçu dava sayısı 40 bin 713.
Üstelik mağdur çocukların çoğu, yakın aile/akraba bireyleri tarafından istismar ediliyor. Bu yüzden çocukların çoğuna inanılmıyor, susturuluyor ya da ailelerin isimleri lekelenmesin (!) diye üstü kapatılıyor.


İşte tam bu noktada eğitimcilere büyük görev düşüyor. Çocuğun davranışındaki değişiklikler öğretmeni tarafından fark edilebilir. Öğretmenler sesi duyurulamayan çocukların sesi olabilir.


Bu tür olaylarda istismar mağduru çocuk(lar) korkabilir ve yaşadıklarını anlatamıyor olabilir. Bu yüzden küçük yaşta çocuklara mahremiyet eğitimi verilmeli. Onlarla yakından ilgilenip davranışlarındaki değişimi kontrol edip, gerektiğinde pedagoglardan yardım alınabilir.


Evet biz çocuğumuzu eğittikten sonra bu sorunlar bitmeyecek, ama daha kötü sonuçlar ortaya çıkmadan durum fark edilebilir hale gelecektir. Küçücük, savunmasızız bedenleriyle yaşadıkları bu istismarın bırakacağı psikolojik ve fiziksel zarar çok büyüktür.


Çocukların masum ve temiz dünyalarını koruyalım, kirletmeyelim.

Bilinçli ebeveynler ve aileler ancak bilinçli toplulukları oluşturur. 

Pedofili bir hastalık değil bir sapkınlıktır. Bu suçun cezası caydırıcı olmalıdır. 

Bu suça karşı TCK’nın ilgili maddesi, (Madde 103) “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diyor.


Fakat bu suçlar işlenmeye devam ediliyor. Daha 2 gün önce İstanbul Sultanbeyli’de 13 yaşındaki bir kız çocuğunun 15 kişi tarafından ayrı ayrı zamanlarda cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı.


Toplum eğitilmedikçe ve cezalar caydırıcı olmadıkça ne yazık ki bu tür vakalarla daha çok karşı karşıya kalacağız.