Dün Türkiye’nin en köklü ekomoni gazetelerinden birinde 9 sütuna manşet bir haber vardı. Manşete göre Türkiye’de 21 milyon 700 bin kişi, devletten maaş alıyormuş. Tabii salt manşete ve verdiği bilgiye bakarsanız, Türkiye gibi ekonomik krizle cebelleşen, emekçiyi, işçiyi yakıp kavuran bir ortamın olduğu ülkede, devletin ne yüce olduğunu, ne kadar cömert ve vatandaşını düşünen bir ülke olduğunu zannedebilirsiniz.

Sanki gerçekten ve bu ülkede 21 milyon 700 bin kişi devletten maaş alıyor gibi düşünüp, Saray Rejimi’nin çalışanlara ve emeklelire karşı düşmanca tutumunda haklı olduğunu da varsayabilirsiniz.

Peki işin asylı öyle mi?

Gerçekten bu ülkede 21 milyon 700 bin kişinin maaşlarını devlet mi ödüyor?

Tek kelimelik yanıt ne olur derseniz:

HAYIR!

Gelelim haberdeki detaylara.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı istatistiklerine dayanılarak yazılana göre, 85 milyon 300 bin kişinin yaşadığı Türkiye’de her 4 kişider 1’i devletten maaş alıyor.

SGK verilerine göre de bu 21 milyon 700 kişiden 16 milyon 437 bin 571’i, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan “maaş” alanlar.

İşte bu bilgiden sonra haberin tam anlamıyla bir fiyasko olduğu da ortaya çıkıyor.

Peki neden?

Nedenini Çalışma Yaşamı Uzmanı. Prof. Dr. Aziz Çelik’ten aktaralım.

Haberin ciddiyetsiz, bilim dışı ve manipülatif olduğunu belirten Prof. Dr. Çelik, emeklilerin maaş almadıklarına çünkü istihdama dahil olmadıklarına diktat çekiyor. Çelik, emeklilerin sosyal güvenlik kurumlarından aylık aldıklarını belirtip, şu anda ülkede devletin sadece 5,3 milyon memur ve işçiye maaş ve ücret ödediğini vurguluyor. Çelik üstüne basa basa emekli aylıklarının maaş olmadığını dolayısıyla da emekli aylıklarının da devletten ödenmediğini haykırıyor. SGK verilerini aktaran Çelik, kurumun emeklilik ve sağlık harcamlarının yüzde 86,6'sının çalışma hayatı içinde olanların ödediği prim gelirlerinden oluştuğunu belirtiyor.

Yani Çelik’e göre haber, elma ile armutu toplamaktan ibaret.

Haberi hazırlayanlara ve yayınlara veryansın eden Çelik’in söylediklerinde haklı olduğunu belirtmekte yarar var.

Çünkü çalışma hayatı içinde ter dökenlerden toplanan prim gelirlerinden ödenen emekli aylıkları, Saray’ın halkına bir ihsanı veya devletin maaş ödemesi anlamını tanımıyor.

Peki açlığa mahkum edilmiş milyonlarca emekli, yıl sonu yaklaşmış ve yapılacak zam ile ilgili oranlar yavaştan tartışılmaya başlanmışken, bu haber iyi niyetli görülebilir mi?

Kesinlikle hayır.

Bu tür elma ile armutu toplayıp, habermiş gibi zaten sorgulama alışkanlığı olmayan yığınlara sunarsanız, onları toplumun emeklilerine karşı düşmanlaştırırsınız.

Özetleyelim: Türkiye’de sistem şöyledir. Çalışma hayatı içindeki aktif çalışanlar, primlerini öderler, ödenen primlerle halihazırdaki emeklilerin aylıkları ödenir. Gününü doldurup emekli olmaya hak kazananlar, artık prim ödemezler ve o sırada çalışanların ödediği primlerden aylıklarını alırlar. Burada devletin bir dahli yoktur.

Bence bu gazete, çalışıp alınlarının teriyle hak ettikleri emekliliği şaibeli hale getiren haberi yapmak yerine, geçen günlerde kendisinin de EYT’li olduğunu iftiharla söyleyen Saray’ın çocuğu Bilal Erdoğan’a, nerede ve ne zaman, hangi şirketlerde aktif olarak çalışıp, primlerini ödeyip emekli olduğunu sorsa çok daha iyi olacaktı.

[email protected]