Bir siyasi lider için en büyük tehlike, yaşayabileceği itibarsızlaştırma durumu. Bu, kendi partisinden destek gelmemesi veya kayıtsız kalınması daha da acı olur. Bugün CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşadığı tam da budur. Kılıçdaroğlu sadece bir siyasi lider olarak bunu yaşamamaktadır; aynı zamanda ana muhalefet lideri olarak da itibarsızlaştırma durumu ile karşı karşıya ve hatta Millet İttifakının lokomotif öncüsü olarak da.
Kemal Bey’in yaşadığı itibarsızlaştırma adeta bir kampanyaya dönüştürülmüş durumda. “Sen Aday Olma Kılıçdaroğlu” şeklinde sosyal medya üzerinde başlatılan itibarsızlaştırma çalışmaları bize göre “derin bir aklın” ürünüdür. Adeta bir düğmeye eş zamanlı olarak basılmış, sosyal medyada bu iş için bir paylaşım yağmuru yapılmış ve ana muhalefet lideri hedef alınmıştır. Peki, bu olan bitenlere öncülük eden kimler? Bu sorunun cevabı şu anda yok. Fakat şu soruyu da sormakta yarar var:
Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan “sosyal medya tepkisi/linci” nasıl karşılandı?
Dikkatler, adı Millet İttifakı için sıklıkla geçen İBB Başkanı Sayın İmamoğlu’ndaydı ve ondan destekleyici türden herhangi bir açıklamanın gelmemesi birçok çevreyi düşündürmeye başladı. Bu duruma tepki göstermeyen Ekrem İmamoğlu acaba başlatılan sosya medya tepkisini sevinçle mi karşılıyor sorusunu da akıllara getirmektedir ister istemez. Kendiliğinden gelişen bir durum değildir bu, kanaatimizce. İmamoğlu’nun “görevinin başında kalmalı” tezini uzun bir süredir savunan Kemal Kılıçdaroğlu, işin gerçeği, bu hamlesiyle İBB Başkanının adaylık konusunda şansını zayıflatmıştır. Bu nedenle İBB Başkanının bu durumdan hoşnut olduğu söylenemez. Hal böyle olunca da, anti-Kılıçdaroğu yapılan paylaşımlara sevinmese de İmamoğlu’nun üzüldüğünü söylemek zor olsa gerek.
Son zamanlarda Kemal Kılıçdaroğlutarafından yapılan hamlelerle, önceki günlerde basına yaptığı açıklamalara bakılırsa görülecektir, Millet İttifakının adayı konusunda adları geçen Ekrem İmamoğlu ve Ankara BB Başkanı Mansur Yavaş’ın adeta önlerinin kesildiği söylenebilir. Bu çerçevede adaylık konusunda ana muhalefet liderinin tek başına kaldığı yorumları yapıldı. Yaşanan bu durumlardan sonra KemalKılıçdaroğlu’na karşı sosyal medya üzerinde bir “DUR!” sürecinin başlanması insani düşündürmeye yol açtı. Bu süreçte Mansur Yavaş’ın dahli olduğunu düşünmek olasılıkla zayıf ama İmamoğlu’nun burada müdahil olma olasılığı var gibi.
CHP Cephesi Neden “Sessiz?”
Yaşananlardan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hoşnut olduğunu söylemek abesle iştigaldir. Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılanlar, aslında adaylık konusunda İmamoğlu’nun önünü açma çabalarından saymak ise kelimenin tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır. İmamoğlu’na zaten İYİ Parti ve HDP adaylık konusunda “OKAY” demektedir. Dolayısıyla önünü açma sorunu yoktur İmamoğlu’nun, ardına kadar da açık şayet Kemal Bey yoksa. ABD başta olmak üzere Avrupa’nın önde gelen ülkeleri de onu istiyor, Erdoğan Karşıtlığı nedeniyle. O zaman önü nerede kapalı? Sorusu haklı olarak sorulur.
Bu konuda CHP tarafı da sessizliğe gömülmüş durumda. Kurmaylardan destekleyici açıklamalar beklenirdi ki bu da olmayınca, ortaya düşündürücü bir manzara çıkmıştır. Bu, böyle devam edersegenel başkan tamamıyla yalnızlaşır. Bu durum, Sayın Kılıçdaroğlu’nu psikolojik bir çöküntüye sürükleyebilir ki siyaseten korkunç olan da bu olmalı.
Kılıçdaroğlu Korunmalı!
Kemal Kılıçdaroğlu, ana muhalefetin lideridir ve siyaseten en olgun olduğu dönemini yaşamaktadır. CHP’nin genel başkanı olduğu dönemlerde yapılan seçimleri belki kaybetmiş ama ilerleyen dönemlerde siyaset arenasına daha da cesurca davranma iradesini ortaya koymuş, siyasi tespitleri daha da isabetli olmuş kısaca gerek içte gerekse dışta dünyanın gidişatını doğru okumuş ve bu okuma içerisinde Türkiye’nin konumunu politik çizgisi doğrultusunda tutarlı bir şekilde belirlemiştir. Bu gayretleri Türkiye’de hakkının teslim edilmesini beraberinde getirdiği gibi buna mukabilo,partisi içerisinde küçük çıkar hesapları yapan kesim tarafından anlaşılmaz çabalarının bir parçası haline de getirilmek istenmiştir. Bugün şahsında başlatılan “sosyal medya okları” bu çabaların somut birer ifadesi olarak değerlendirmek mümkün.
Bu kapsamda ana muhalefet liderinin daha da yıpranmaması için sevenleri ve kendisine inananlar tarafından korunmalıdır. Bu zor süreçte Kılıçdaroğlu ile destekçileri arasında bir dayanışma köprüsü kurulmalı, bu, bugün değilse ne zaman diye sormak gerekmektedir.
Adaylık Onun Hakkıdır
Hem İYİ Parti hem HDP’nin “uygun” gördüğü İmamoğlu acaba taraflara ne vaadler vermiş de kendisini destekliyorlar? Neden ısrarla İmamoğlu’nu genel başkanın önüne çıkarıyorlar? Bu gibi sorunlar düşündürücüdür elbette. Hem İYİ partiye hem HDP’ye siyaseten çeşitli özveriler ortaya koyan Kılıçdaroğlu neden her iki partiden gerekli teveccühü göremiyor?
Halbuki Millet İttifakı için tek ve uygun aday Kemal Kılıçdaroğlu’dur.