Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sık sık Kürtçe konuşmalarda “Bilinmeyen bir dil” diye mikrofon kapatılır, ses susturulur. Bu hafta içerisinde de yine trajikomik biçimde ‘Kürtçe’ susturuldu.

DEM Parti Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi, bütçe görüşmeleri sırasında önce “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” dövizini Türkçe okudu. Ardından İngilizce yazılı dövizi okudu. O ana kadar gayet her şey yerindeydi. Son olarak dövizin bu kez Kürtçesi, “Ji şer re na, a niha Aştî” sözlerini sarf ettiği sırada daha sözleri bitmeden Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından mikrofon kapatılarak engelleniyor. Çok merak ediyorum. Kürtçe “bilinmeyen bir dil” gerekçesiyle mikrofon susturulurken, acaba Meclis’te kaç kişi İngilizce biliyor. Oysa neredeyse tüm siyasi partilerden Kürt vekiller Meclis’te temsil ediliyor. Dünyadaki diğer dillerde aynı pankart okunsaydı o mikrofon acaba kapatılacak mıydı? Hiç sanmıyorum. Kürt diline tahammülsüzlük bir nedendir, sonucu ise Kürt sorunudur. Alın size Kürt sorunu…
Tarihiyle yüzleşmek zor ve sancılı da olsa demokratik bir toplumun vazgeçilmez parçasıdır. Geçmişin yükünden kurtulmak ve geleceğe daha umutla bakmak yüzleşmekle mümkündür. Milletvekili Serhat Eren de Meclis’te neden yüzleşilmesi gerektiğini izah ederek, arşivlerin açılması önerisinde bulundu. Arşivlerin sadece bir ülkenin değil, aynı zamanda toplumların ortak hafızası olduğunu ifade ederek, “Bu kapılar kapatılmamalı, hakikatleri gizlenmemeli” çağrısında bulundu. 

Evet, geçmişi öğrenmek, bugünü anlamak ve geleceği inşa edebilmek açısından önemlidir. Tarihe baktığımızda Almanya, İkinci Dünya savaşından yeni çıkmış arşivlerini açmış, geçmişiyle yüzleşmiş, toplumsal barışını tesis etmiş ve geleceğini kurabilmiştir. Bulgaristan parlamentosu 11 Ocak 2012 tarihinde onayladığı bir bildiride asimilasyon kampanyasını kınayarak, “Türk kökenli 360 bini aşkın vatandaşın 1989 yılında sınır dışı edilmesi, totaliter rejimin bir etnik temizlik girişimi olarak kabul edilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Almanya, Fransa, İngiltere, Güney Afrika ve birçok ülkede tarihiyle yüzleşti. Serhat Eren’in de dediği gibi Şeyh Sait, Seyit Rıza ve Saidi Kürdi’nin mezar yerlerini açmakla başlayalım. Bir başlangıç olsun. Kimse korkmasın tarihiyle yüzleşmeyi, omuzlarından atsın yükü hafiflesin. Alın size Kürt sorunu…