Hakkâri’nin Şemdinli ve Siirt’in Eruh ilçeleri baskınıyla 1984’te başlatılan silahlı eylemler, 41 yıldır devam ediyor. Kürt sorununun çözümsüzlüğü on binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve ekonomik tahribata da neden olmaktadır.

Neredeyse yarım asrı bulacak. Türkiye’nin en önemli sorunu haline gelen can yakıcı bu sorunun çözümü konusunda atılan her adım, kamuoyunda umut yaratıyor. Bahçeli’nin DEM’lilerle tokalaşmasıyla başlayan yeni bir süreçte hem heyecan, hem de yeniden bir umuda dönüştü. 
PKK bugüne kadar sekiz defa ateşkes ilan etti. İlan ettiği tek taraflı ateşkesler kimi zaman kabul görmeden kısa sürede sona erdi. Devam eden müzakereler ise anlaşmazlık sonucu kesintiye uğradı. Akamete uğrayan her süreçten, yeni başlayan süreç için bir ders çıkarılması umudumuzu daha da büyütüyor. İlk olarak 1993’te başlayan ateşkes sürecinden günümüze kadar neler yaşandı hafızalarımızı tazelemek istedik. İşte o sekiz ateşkesin nedeni ve sonuçları.

1990’lı yıllar en fazla kanın aktığı bir dönemdi. Hemen her gün çatışma ve ölüm haberleri geliyordu. Turgut Özal’lı yıllar aynı zamanda yeni bir tartışmanın da başlangıcı oldu. Bu yıllarda Kürt sorunu siyasilerle birlikte ilk kez asker içinde de tartışılmaya başlanmıştı. Özal iktidarının gündeminde olduğu barış projesine müdahil olan askerlerde hedef tahtasına oturtulmuş, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın kuşkulu ölümleri gibi. Böyle bir ortamda ilk kez 20 Mart 1993’te ateşkes ilan edildi. Öcalan Bekaa Vadisi’nde KYB Lideri Celal Talabani, Ahmet Türk, Kemal Burkay, Hemreş Reşo ve Ruşen Aslan’ında katıldığı basın toplantı düzenleyerek tek taraflı ateşkes ilan ettiğini duyurdu. 
Bekaa Vadisi’nde ateşkes ilan edilirken kalıcı bir ateşkes yönünde adım atmak isteyen dönemin Başbakanı Turgut Özal şaibeli bir şekilde hayatını kaybetti. Ardından silahsız 33 askerin öldürülmesi ateşkesi sona erdirdi. 

1995 yılı Mart ayında Çelik Harekâtı başlatıldı. KDP ve KYB’nin de askeri desteği alınarak operasyon başlatıldı. 1995 yılı sonuna gelindiğinde ise PKK tek taraflı ikinci kez ateşkes ilan etti. Ancak talepler tartışılmadı bile. 
Üçüncü ateşkes Necmettin Erbakan iktidarı döneminde gerçekleşti. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde 1998’de bir kez daha ateşkes ilan edildi. Bir ay sonra Ekim ayında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Suriye sınırında sert açıklamalar bulundu. Öcalan 9 Ekim tarihinde Suriye’yi terk etti. Uluslararası destek ile 15 Şubat 1999’da yakalanarak Türkiye’ye teslim edildi. Ardından bölgede operasyonlar yoğunluk kazanınca ateşkes fiili olarak sona erdi. 

En uzun süreli ateşkes ise 1999 yılında yaşandı ve beş yıl boyunca devam etti. İmralı’da yargılanan Öcalan, 1 Eylül 1999’da ateşkes çağrısında bulundu. İyi niyet göstergesi olarak bir grup Avrupa’dan, bir grup ise Şemdinli ilçesinde teslim oldu. Öcalan silahlı grupların sınır dışına çekilmesini istedi. AK Parti döneminde 2004 yılında askeri operasyonlar ve Öcalan’ın İmralı’daki sağlık koşulları de gerekçe gösterilerek beş yıl boyunca süren ateşkes PKK 6. Kongresinde ateşkesi bitirdiği ilan edildi. 

1 Ekim 2006’da beşinci ateşkes ilan edildi. Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ateşkes yanamayacaklarını açıkladı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise silah bırakılırsa durduk yerde operasyon yapılmayacağını açıkladı. O dönem Mehmet Ağar ise “Dağda silahla dolaşılacağına düz ovada siyaset yapsınlar” diyerek farklı bir tavır sergiledi. Ancak, ateşkesin ilk aylarında operasyonların sıklaştırılması gerekçe gösterilerek sonlandırıldı.

2009 yılı Mayıs ayında ise yeniden bir aylık ateşkes ilan edildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Güzel şeyler olacak” açıklaması yaparak açılım sürecine destek verdi. PKK ateşkes süresini uzattı. Öcalan 10 maddelik yol haritası belirledi. Ekim 2009 tarihinde 34 militan Türkiye’ye giriş yaptı. Ancak 2011 yılında çıkan çatışmada 13 asker ve 2 PKK militanının yaşamını yitirmesinin ardından Oslo görüşmeleri olarak adlandırılan süreçte sona erdi.

PKK 2012 yılında yedinci ateşkesini duyurdu. Öcalan, devletin kayıtsızlığı nedeniyle, “Ben yokum” demesi üzerine ateşkes bitti. 12 Eylül 2012’de Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde açlık grevleri başlatıldı. Açlık grevinin 67. gününde Öcalan’ın çağrısı üzerine açlık grevi sona erdirildi. 

2013 yılında ise Bağımsız milletvekili ve DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk ile BDP Batman Milletvekili Ayla Akat İmralı’ya giderek Öcalan ile görüştü. İktidarında barış görüşmelerine ılımlı yaklaşması nedeniyle 21 Mart 2013 Newroz’un da Öcalan’ın silahlara veda mektubu kamuoyuna deklere edildi.  Ve yeni bir sürecin adımı atıldı. Murat Karayılan Kandil’de basın toplantısı düzenleyerek geri çekileceklerini duyurdu. 8 Mayıs’ta geri çekilmeler başladı. Türkiye sınırları içerisindeki gruplar geri çekildi. Bir grup ise Habur’dan Türkiye’ye giriş yaptı. İki yıl boyunca devam eden müzakereler 2015 yılında sona ererek çözüm süreci sona erdi. 
Şimdi önümüzde yeni bir süreç var. Er veya geç bu sorun çözülecektir. Geçmişten ders çıkararak ileriye dönük adımlar atılmalı. Zaman kaybetmeden yeniden can kayıplarına fırsat vermemeliyiz.