40 yıldan beri devam Kürt sorununun çözümsüzlüğü on binlerce can kaybına ve ekonomik kayıplara neden olurken, bir yandan hukuktan uzaklaşmaya, otoriteleşmeye ve ekonomik daralmaya da yol açıyor.

Tüm bunlara baktığımızda bile Kürt sorunu en temel ve güncel sorunların başında geliyor. Bu soruna dar bir açıdan bakmak, yok saymak Kürt sorununun yaşandığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. Aksine sorunun daha büyümesine neden olur. Bugün yaşadığımız bu sorunun sonuçları da ortadır. Gözaltına alınmalar, tutuklamalar, cezasızlık politikaları, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınması, evrensel hukuk kurallarının uygulanmaması çözümsüzlüğün sonucu olarak hep karşımıza çıkar. Şimdi karşımızda yeni bir umut var. Bu umuda dört elle sarılmalıyız. 

Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerin elini sıkmasıyla başlayan yeni bir döneme girildi. DEM Parti Eş Genel Başkanları Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Ancak bu görüşmeyi DEM Parti’den hangi isimlerin katılacağına hükümetin karar vereceği gelen bilgiler arasında. Dün, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile yaptığım görüşmede, Öcalan ziyaretinin 8-10 gün içinde gerçekleşeceğini ve görüşecek isimler konusunda henüz bir netlik olmadığını ifade etti. Daha önce sekteye uğrayan çözüm sürecinde Öcalan ile görüşmede bulunan isimlerin yer almayacağı ihtimali üzerinde duruluyor. 

Bugüne kadar PKK dokuz kez ateşkes ilan etti. Ve ilk adım hep onlardan geldi. Bugün ise ilk kez ilk adımı devlet attı. Yani inisiyatif iktidarın veya devletin elinde. Nasıl bir ajandası olduğu bilinmiyor. Şimdilik Kürt sorunu çözümünde nasıl bir adım atacağı bilinmiyor. Bu konuda herhangi bir açıklamada yapılmadı. Öcalan ile görüşmede süreç ile ilgili nasıl bir çerçeve çizeceği merak ediliyor. Tüm bu bilinmeyen denklem içerisinde beklemediğimiz ve aniden gelişen bu umuda dört elle sarılmalıyız. Bu umudu yeşertmekte siyasetçilere düşüyor. Geçmişten ders çıkararak, geleceğimize yön vermeliyiz.