Sinemanın doğuşu 28 Aralık 1895'e kadar uzanıyor. O dönemde pek tanınmayan Auguste ve Louis Lumiere kardeşler, ilk filmlerini, film zamanlayıcısı adı verilen icat ettikleri bir cihazla çekiyorlardı.
Film, film yapımında kullanılan bir kamera ve projeksiyon makinesinin birleşimi olarak düşünülebilir. Lumiere kardeşlerin çektiği "Tren İstasyona Varıyor" filmi sinema tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Yaklaşık 50 saniye süren bu siyah beyaz eser, bir buharlı trenin Fransa'nın Ciotat kentine gelişini ve yolcuların karşılanmasını tasvir ediyordu. Bu basit hikaye sinemanın büyülü dünyasının kapılarını açan ilk adım oldu. Sinema tarihine damga vuran bu olayın yanı sıra, Lumiere kardeşlerin filminin gösterildiği sırada seyirciler arasında yaşandığı söylenen büyük panik de dillere destan olmuştur. Anlatılanlara göre, devasa bir trenin ekranda doğru ilerlediğini gören izleyiciler, korku içinde odanın arka taraflarına doğru kaçmaya başlamışlardı.
Sinemanın ilk renkli filmi 1908 yılında Smith'in "Deniz Kenarına Ziyaret" adlı filmiydi. Ancak iki aşamalı boyamayla tekdüze bir renk tayfı elde edilemedi. İki renkli filtresini 1917'de oluşturan Tecnicolor şirketi, 1932'de üç filtreli renklendirmeyi tanıttı. Bu filtre ilk olarak Walt Disney'in Çiçekler ve Ağaçlar adlı animasyonunda kullanılmış olsa da ilk kez The Cat and Trees'de canlı çekimde kullanıldı. keman" 1934'te.
1950 yılına gelindiğinde Eastman Kodak'ın geliştirdiği tek şerit boyama işlemi sayesinde film boyama standart hale geldi. Warner Bros. 1925'te sinemada sesi tanıttı. Bu, Vitaphone'un icadıyla oldu. 1927'de ilk sesli film "Caz Şarkıcısı" gösterime girdi. Ancak sesi görüntüyle senkronize etmek için normal bir kare hızı gerekiyordu. İkinci standart için 15-20p ekranlardan 24 kareye geçiş böyle gerçekleşti.
Sinema endüstrisi 1914'ten sonra yükselişe geçse de 1930'larda zirveye ulaştı. O dönemde hikâyeler filme alınmaya başlandı. Aynı zamanda Amerika'da Hollywood sineması doğdu. Böylece film eğlence sektöründe lider oldu. 1930'lu ve 1940'lı yıllarda insanlar haftada iki kez sinemaya gitmeye başladı. İngiliz sinemasının zirvesi 1946'ydı. Ülkedeki sinemaları her hafta 31 milyon kişi ziyaret ediyordu.
Günümüzde teknoloji önemli ölçüde ilerledi ve bu değişim filmle birlikte gerçekleşti. Öyle ki teknoloji ilerledikçe görsel efektler arttı, 3D filmler ortaya çıktı ve yüksek teknolojili kameralarla çekilen büyük bütçeli filmler en büyük eğlence kaynaklarından biri haline geldi.