Kadınlar, yeryüzünde elinin değdiği her şeyi güzelleştiren, yaşamın verdiği sorumlulukların altından ‘elinin hamuruyla’ kalkan, ataerkil düzene rağmen hem evde hem dışarıda kendine bir yer bulmaya çalışır.

Yaşamın her alanında zorluklarla mücadele eden kadınlar, toplumsal baskılara maruz bırakılıyor, eğitim ve çalışma hakkı elinden alınıyor, fiziksel ve psikolojik şiddet görüyor ve bu şiddetin sonu ölümle sonuçlanıyor.

Bekarken ailesin başını öne eğdirmemeye çalışır, evlenince kocasını el üstünde tutması tembihlenir; Çocuk doğurması icap eder.

Ayrılmayı düşünürse en iyi ihtimal hayatı zindan olur ya da öldürülür. Evet öldürülür! Ya ayrılmak istediği sevgilisinden ya da boşanmak istediği kocası tarafından. 
Her gün baktığımız telefonlardan, okuduğumuz gazetelerden, izlediğimiz haber bültenlerinden hepimiz bu konuya aşinayız. Türkiye’de bu yılın başından beri 71 kadın öldürüldü.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) geçen yıl katledilen 438 kadın cinayetinden 135'inin şüpheli ölüm, 303'ünün cinayet olarak kayıtlarına geçtiğini açıkladı. Sadece 1 yılda hayattan ve ailesinden koparılan 438 kadın. Hikayeler çok tanıdık, çoğu yakını olan erkekler tarafından hayatına son verilen kadınlar.

Bir insanın en temel hakkı olan yaşamını elinden alan, bu cinayetleri işleyen zihniyet mahkemede takım elbisemi giyer, kravatımı takar, iyi hal indiriminden faydalanırım diye düşünüyor. Maalesef öyle de oluyor. İyi hal indirimi, haksız tahrik indirimi gibi cezaları hafifletici unsurlar aslında suçu da hafifletiyor ve bu durumda kimse suç işlemekten çekinmiyor.

Dernekler kuruluyor, kadın sığınma evleri açılıyor, meclise önergeler sunuluyor ama kadınlar her gün öldürülüyor, cinayetler bitmiyor. Kadına yönelik cinayette raporlara göre Türkiye kırmızı sıralarda yer almaya devam ediyor.

Yazar Albert Camus, “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” demiş. Bizim ülkemizde insanlar maalesef ki çoğu zaman ölmüyor, öldürülüyor.

Kadınların öldürülmediği, değer gördüğü, toplumsal cinsiyet kalıplarından sıyrıldığı, yaşamın her alanında var olduğu güzel günlere…