Yerel seçimlerin sanki en renkli ve en iddialı sözlerini muhtar adayları dile getiriyor.
Biri diyor ki;
“Çalmaya geliyoruz, gönülleri çalmaya…”
Bir diğeri;
“Beş dakika düşün, beş yıl kaybetme…”
Bir başkası ise;
“Mahallenizin gülen yüzü, konuşan dili…”
Sanki Salinger’in “Gönülçelen”, ya da John Fante’nin “Toza Sor” romanlarından çıkıp dar küçelerde kor pıçaxlara gelesicelerin hikâyelerini afişlerine slogan olarak taşımışlar sanırsınız…
Oysa hepsi de biliyor ki; muhtarlık maaşa bağlanmasaydı ve e-devlet üzerinden belge ibrazı cem-i cümlemize serbest olaraktan söz konusu olmayaydı!
O mühürleri nelere, nelere kadir değildi ki!
Yıllar evvel boşuna mı Kürtçe bir stranda;
“Muxtaro lo muxtaro
Mohra muxtar lê bû jahro…” denmişti.