Diyarbakır’da yaz aylarında yağmura pek alışkın değiliz. Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile son yıllarda yaz ayları, hem çok sıcak hem de yağışlı geçiyor. Gündüz 40 dereceyi aşan sıcaklıktan sonra akşam gök gürültülü sağanak yağışla karşılaşabiliyoruz. Aslında sadece Diyarbakır değil tüm bölgeler küresel ısınma tehlikesiyle karşı karşıya.

Küresel ısınma nedir? Neden olur?

Atmosfere salınan bazı gazların sera etkisi yaratmasıyla Dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasıdır. Küresel ısınma bazı bölgelerde sel ve yağışlara neden olurken bazı bölgelerde ise kuraklığa neden olur. Buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, sıcaklık ve basınç farklarının oluşması yağışı ve iklimleri etkiliyor. Değişen iklimlerle okyanus ve deniz suları ısınıp, buharlaşarak şiddetli yağmurların yağmasına sebep oluyor.

Özellikle sanayi devriminden sonra hava kirliliğiyle oluşan küresel ısınma, günümüzde tüm etkilerini gösteriyor. Araştırmalara göre son 20 yılda sıcaklıktan kaynaklı ölümler yüzde 30 artmış durumda.

Doğanın dengesiyle oynarsak, doğa da bizim dengemizi bozar. Yeşil olan her alanı ormanı yakarak, ağaçları keserek, plansız yapılar yaparak, doğal su kaynaklarını kurutarak doğaya verdiğimiz zarar bize kuraklık, aşırı yağış belki daha ileriki süreçte kıtlık olarak geri dönecek. Küresel ısınmanın zararları sadece hava şartları değildir. Suyun azalması, tarım ürünlerinin azalması, ekonomik kriz gibi birçok tehlike vardır.

Peki biz buna ne kadar hazırız?

 Aşırı bir yağışta kentlerin kötü ve tamamlanamamış alt yapısıyla can ve mal kayıplarının önüne geçebilecek miyiz? 

Ödediğimiz vergiler bir afet durumunda bize fayda sağlayacak mı?

Sadece insanların değil, bitki ve hayvanlarında yaşam alanı tehdit altında olduğu için birçok canlının nesli tükenebilir.

 Birçok canlının bulunduğu bu ekosistemde yaşam alanlarımız tehlike altında. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapmalı, bizden sonraki nesillere temiz ve güzel bir yaşam alanı bırakmalıyız.