TÜYAP Diyarbakır 8. Kitap Fuarı, dokuzuncu günüyle 215 bin okur ve katılımcı ile finali 8 Aralık akşamı yaptı. Ağırlıklı olarak bölgeden yazarların ve yine bölgeden Kürt yayınevlerinin daha görünür olduğu bir fuar oldu.
İstanbul’dan fuara katılım gösteren yayınevlerinin büyük çoğunluğu bizzat kendi kurumsal kimlikleri ile değil, kitaplarını fuar fuar gezip pazarlayan şahıslar üzerinden fuara katılmıştı. Birkaç büyük ve bilinen yayınevi de bizzat kendileri katılım göstermişti.
Fuarın ilk ve ikinci hafta sonları olan iki cumartesi ile iki pazarı okur ve ziyaretçi ilgisi açısından hayli iyiydi. Bu ilgi nispeten katılımcı yayınevlerinin yüzünü güldürdü.
Ama pazartesiden cumaya hafta içi beş gün maalesef çok zayıf ve sönüktü. Ağırlıklı olarak özel okulların öğrenci velilerinin özel izinleriyle öğlen saatlerinde okul servisleriyle fuara taşınmış olmaları fuarın hareketlenmesine yeterince çare olmadı.
Söyleşi programları TÜYAP’ın etkinlik taleplerini dar bir zaman dilimi içinde değerlendirmesi nedeniyle belirli sayılı kurum ve yayıncıların program önerileri ve kabulü ile sınırlı kaldı gibi. Daha geniş bir zaman dilimi içinde talepler alınıp hazırlıklar yapılmış olsaydı çok farklı konu başlıkları üzerinden kimi STK’ların da çabasıyla daha verimli olabilirdi.
Fuarın iç duyurularının Türkçe ve Kürtçe iki dilli olması fuara batıdan ilk kez gelenler açısından çok etkileyici olduğu ve “sanki ayrı bir dünyadaymışız gibi” ifadesini bizzat duydum.
Yayınevlerinin etkili yazarları ile imza günleri yapanları kısmen hariç tutmak kaydıyla genellikle kitap satışı konusunda bir önceki yılla kıyaslayarak “çok zayıf olduğu” ifadesini hemen her sorana dile getirdiklerine tanık oldum.
Aslında başta tüyap, tso, valilik, büyükşehir belediyesi, üniversite ve milli eğitim müdürlüğü olmak üzere genel olarak kentin temsili kurumları ve STK’ları “Kitap fuarı”nı kentin kültürel sanatsal entelektüel gündemine pek al(A)madılar. Ya da yetersiz kaldılar.
Fuarın son günü adeta bir siyasal resmigeçit gibiydi. Çok sayıda siyasetçiyi okurlar gün boyu sahada görüp bol bol fotoğraf çekindiler. Karşılıklı kitap armağanlaşmasında bulundular.
Bir de kanımca en büyük etken 12 günde darmaduman olan ve ülkenin komple siyasal gündemini etkileyen Suriye’deki gelişmeler oldu. Hemen herkes “Suriye gündemi süreci nereye taşıyacak” sorusuyla haşır neşirdi.
İster istemez etkiledi okuru. Aslında kitap okumanın mutlulukla ilişkili bir tarafı da var. İnsanın huzursuz, tatsız-tuzsuz ve keyifsiz olduğu durumlarda kitap okumaya da isteği olmuyor maalesef. Bunun da FUARI olumsuz etkilediğini gözlemledim.
Bütün bunlara rağmen TÜYAP’ın turnikeli geçişleri ile dokuz günlük katılımcı-ziyaretçi rakamını 215 bin olarak telaffuzu kıymetli bir veri olarak kayıt altına alınmış oldu.
Sonuç olarak 2025 yılı kitap fuarı için şimdiden Büyükşehir Belediyesinin elini taşın altına koyarak ev sahibi gibi davranmasına gerek olduğu düşüncesindeyim.
Aralık 2024 Diyarbekir / Şeyhmus Diken