Kahramanmaraş’ın Pazarcık (7.7) ve Elbistan (7.6) merkezli depremler basın camiasını da yasa boğdu ne yazık ki. Bu yazıda ‘Asrın Felaketi’ olarak kayıtlara geçen depremde meslektaşlarımızı anmak istiyorum. Bu felakette basın olarak 23 şehit vermiş bulunuyoruz; bu nedenle ayrıca üzgünüz ve yastayız.
Öncelikle bu felakette yaşamını yitiren meslektaşlarımızın kim olduklarına bakalım. İşte bizi ayrıca üzüntüye boğan arkadaşlarımız ve çalıştıkları yayın kuruluşu:
Burak Alkuş(Adıyaman Ses/Adıyaman), Hidayet Özdemir (Gazeteci -Yazar/Adıyaman), İskender Korkut (Mercan TV/Adıyaman), Kemal Öner (Adıyaman Telgraf), Muhammed Akan (Adıyaman Haber) Ruhi Akan (Jet Haber/Adıyaman), Yunus Emre Doğan (Mercan TV/Adıyaman), Zübeyir Pektaş (Halkın Sesi/Adıyaman), İsmail Hakkı Koçak (Mercan TV/Adıyaman), Fatih Bayın (Radyo Tek/Adıyaman), Ayşe Figen Arlı (İskenderun Ses/Hatay), Haluk Arlı (İskenderun Ses/Hatay), Burak Milli (AA/Hatay), Gökhan Aklan (İHA/Hatay), İzzet Nazlı (DHA/Hatay), Neşet Alkan (Haber Ekspres/Hatay), Erhan Yılmaz (23 Temmuz/Hatay) Mehmet Tekin (Emekli Gazeteci/Hatay), Hasan Seid Okay (Emekli Gazeteci/Hatay), Mustafa Yüzbaşıoğlu (Bugün/Kahramanmaraş), Aziz Çevlik(Manşet/Kahramanmaraş), Fatih Nalbantbaşı(Maraş Medya Merkezi/Kahramanmaraş), Meltem Özgen (CRT/TV sunucusu/Adana).
Yaptığımız kısa bir araştırma sonucunda meslekte henüz yeni olanlar, emekli olanlar ve alanlarında oldukça gelişmiş, olgunlaşmış olanlar vardır. En çok gazeteci kaybeden Adıyaman (10) ve ikinci sırada Hatay (9) gelmektedir. Adana basınından Meltem Özgen’i ve Ayşe Figen Arlı’yı iki bayan gazeteci olarak ne yazık ki kaybetmiş bulunuyoruz.
Hatay ve Adana’da yerel basının sayısal ve niteliksel olarak gelişkin olduğunu söyleyebilirim. 2003 yılında Kızıltepe’de Çağdaş Habur adlı gazeteyi kurmadan önce bazı illerin yerel basınını araştırmıştım. Bu iller Batman, Osmaniye ve Hatay idi. 2002’de Hatay’a gitmiş ve oranın yerel gazetelerini gezerek çalışmaları hakkında bilgi almış, meslektaşlarımızla tanışma fırsatım olmuştu. Kaybettiklerimiz arasında ne yazık ki onlar da vardır.
Yaşamını Yitiren Gazeteciler Halkının Sesi Olamadılar
10 ilde büyük çapta yıkımlara yol açan depremi birçok gazeteci meslektaşlarımız enkaz altında kalarak yaşadıkları yerlerde halkın sesi olamadılar maalesef. Eğer onlar yaşasalardı, kuşkusuz depremle ilgili en ince ayrıntıları Türkiye ve dünya ile paylaşacaklardı. Çünkü memleketlerini en iyi bilen ve tanıyan onlardı. Ama bu kez olmadı! Onların arkasında hem öksüz bir halk kaldı hem de öksüz çocukları.
Yerel Medyaya Destek Olmak Gerek
Depremde sadece gazetecileri kaybetmedik. Bunun yanında çok sayıda gazete basım tesisi başta olmak üzere yerel televizyon ve radyo binaları ile birçok medya büroları da ya tamamen yıkılarak enkaza dönüştüğünü ya da kullanılamaz hale geldiğini de biliyoruz. Bu nedenle bu durumda olan yayın kuruluşları her hangi bir çalışma yapamamaktadırlar.
Çalışabilir seviyesine getirmek için merkezi basın cemiyetlerine ve basın federasyonlarına büyük işler düşmektedir. Nasıl milletimiz için Tek Yürek olduysak basınımız için de tek yürek olmak gerekmektedir.
Yaşamını kaybeden meslektaşlarımız için de yaraların hızlı bir şekilde sarmak gerekiyor. Bunun için onların arkasında kalan ailelerinden bireylere ulaşılmalı, bu konuda devlet yetkilileri başta İletişim Başkanı sayın Fahrettin Altun, ki kendilerine çok iş düşer ve diğer mesleki kuruluşlarının temsilcilerden konuya duyarlılık göstermeleri beklenmektedir.
Sunuş konuşmalarını yapan yetkililer en son derler ki ‘…ve basınımızın güzide temsilcileri…’ ifadesi ile konuşmalarına giriş yapmaktadırlar. Bu defa meslektaşlarımızın en sona kalmamasını hatırlatıyoruz ve onlar için ivedilikle harekete geçilmesini diliyoruz.
Evet 23 basın çalışanını kaybettik ama onların görevlerini yapan sahada meslektaşları vardı. Türkiye’nin dört bir yanından deprem bölgesine giden hem ulusal hem yerel yayın kuruluşlarında çalışan basın mensupları görevlerini en iyi şekilde yapma gayreti içindeydiler. Bir yandan insanın gözünü korkutan enkazlar öte yandan çok soğuk hava koşullarında çalıştılar, yılmadan ve kararlılıkla. Evet Türkiye ve dünya nasıl ki arama kurtarma ekiplerini ortaya koydukları fedakarlığı takdir ettiyse ki haklı bir takdir, bir takdiri de basın mensupları hakketmişlerdir.
Bu vesileyle depremde yaşamlarını kaybeden basın çalışanları abilerimize, kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Yakınlarının başı sağ olsun. Yaralılarımız olabilir, ivedilikle iyileşmelerini ve işlerinin başına geçmelerini temenni ediyorum. Basın camiasının başı sağ olsun.
Saygıyla…