“Her dil benim için kutsaldır ve tüm dillere ana dilim gibi sevgi ve saygılıyımdır. Bugün de Kürtçe ve Ermenice olsun.

Hade esmer tu zani, Leyla, Aydıl…

Dünyanın tüm dillerinden selam olsun.” Böyle yazmış Udi Yervant X (eski Twitter) sosyal medya hesabında.
Üç parçadan (Esmer, Leyla ve Aydil) oluşan potpuri videosunun hemen üzerindeki açıklama bu.
Çoğumuz gayet doğal karşılar ve hemen kabulleniriz bu ön açıklamayı belki de!

Hâlbuki eskilerin tabiriyle “kazın ayağı hiç de öyle değil” 
Derin bir bilinçaltı ürkekliği, hatta ürkeklikten öte adı konulmamış “korku” var bu kısa ve özet bilgi mesajının ardında!
Ben bunu şu an baskısı olmayan ve yakın zamanda Everest Yayınları arasında gözden geçirilmiş yeni haliyle çıkacak olan “ula fılle hoş geldin” kitabımda yine Udi Yervant’ın ağzından anlatmıştım. 

Genç bir adamdır Udi Yervant, hayatı dünyası müziktir. İstanbul’da sahibi de kendisi gibi Ermeni olan bir gazinocunun mekânında program yapmaktadır. Bir gece program sonrası sırtında kılıfında udu mekânın çıkış merdivenlerine yöneldiği esnada biri ardından ünleyip durdurur ve sorar “sahnede okuduğun Türkçe dışındaki şarkılar hangi dildeydi!”

Yervant soruyu saranın mutlu olacağını sanarak; “Ermenice’ydi abi” der. Sonra ne olduğunu anlamaz ve yumruklar, tekme tokatlar ve en kötüsü de ağza alınmayacak ana, avrat dümdüz küfürler…

Adamın arkasında gazinonun patronu duruyordur ve kaş göz işaretiyle idare et modundadır. Adam, Ermeniceyi filan bir daha okumamasını, okursa sonunun bundan daha kötü olacağını tehditle ifade edip elini kolunu sallayarak çekip gider.
Şimdi eminim sonrasını merak etmişsinizdir. İyisi mi boşverin sonrasını. Zaten kitapta var. 

Aslında mevzu şu; Yüz yıllık cumhuriyet, çoklu bir Osmanlı teba kültürünün kalıntıları üzerine tekçi bir yapı kurdu. Her bir şeyi İslamla soslanmış “Türkçü”lüğe bağladı. 

Türkçe konuş çok konuş, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, Türk öğün çalış güven, Türk’sen övün değilsen itaat et…Saymakla bitmez.
İşte bu mantık öyle bir bilinçaltı yarılması yarattı ki; Türkçenin dışında topluluğa yönelik sanat icra edenlerin büyükçe bir bölümü bir ön korunma zırhı açıklamasına ihtiyaç duyar oldular.

Bu elbette onların ayıbı değil. Maalesef tekçi resmî ideolojinin insan beynini muhasara altına alarak yarattığı hâl.
O sebeple dil kutsal mıdır? Oysa dil, derdi-meramı anlatmak için bir iletişim aracıdır; hepsi bu…