Araştırmacılığın, peşi sıra hangi sıfat gelirse gelsin olmazsa olmazları vardır. Mesela bir konu hakkında araştırma yapılıp konuşulacaksa muhakkak surette ‘olay mahali’ görülmüş olmalı. Yer bilinmeli ve tanınmalı. Aksi takdirde yapılan çalışma ve yorum, eksik, taraflı ve hatta tehlikeli olacaktır.
Yorum demişken, uzun bir süredir zamanımı televizyon izleyerek geçirmiyorum. Keza gazete okumaktan da oldukça uzağım. Zira çok kıymetlidir zamanım ve televizyon izleyip gazete okuyarak harcamak istemem.
Zira ana akım medyanın her taraf burum buram tarafgirlik kokuyor.
E peki ne yapıyorum onun yerine? Emin olun mevcut televizyon ve gazetelerle meşgul olmayın da ne ile oluyorsanız olun, hiç fark etmez.
Evet yorum demişken, bazen bir şekilde izlemek durumunda kalabiliyor insan. Özellikle misafirliklerde.
Arkadaş, birkaç adet şahıs var, her konu hakkında uzmanlar.
Bilmedikleri, yorum yapmadıkları konu yok.
Bir bakıyorsunuz, bir güzellik yarışmasını yorumluyorlar. En değme magazinci ve hatta paparrazici oluveriyorlar. Bazen de futbol müsabakalarını yorumluyorlar ki sanki hayatları sahalarda geçmiş gibi… Gün geliyor aynı şahıslar dünya ve Türkiye siyaseti konusunda dil döküyorlar. Dünya ve ülke siyasetine yön veriyorlar gibi bir eda ile veriyorlar coşkuyu. Öbür taraftan yüz yıllık bir aşçı gibi bir yemeği bile saatlerce tartışabiliyorlar.
Ama laf aramızda, yorumlarının kahır ekseriyeti de boş. Hiçbiri yerini bulmuyor neredeyse.
Yahu ben olsam utanırım valla. Bak valla milletin içine çıkacak yüzüm olmazdı. Sen kalk her konuyu konuşabil ve yazabil ama hemen hemen hiçbiri de tutmasın sonra çık insanların arasında dolaş. Ben yapamam.
Nihayetinde bir insan, bir bilemedin iki konu hakkında az-çok bir şeyler bilir. Ama Türkiye’deki televizyon ve gazeteci yorumcuları maşallah her konuda uzmanlar.(?)
Sorun değil, şahıslar bir şekilde bir yerlere kapak atıp oralarda kalabilmek için çırpınabilirler. Kimileri tarafından anlaşılabilir. Ben o kimileri içinde değilim ama.
Ellerinde uzun çubuklarla ekran başında o haritadan bu haritaya, sözüm ona o istatistiki bilgiden bu ankete dönüp dolaşırlar. Hayır o uzattıkları çubuğun gösterdiği yerleri görmüş, oranın insanının derdiyle tanışmış, yokluk ve yoksulluklarına tanık olmuş olsalar gam yemem. Ama işte, ‘araştırmacılık’ bizim buralarda böyle. Tıpkı evcilik oynar gibi bir şey. Yapmacık.
Ve lakin, hiç olmaz bazı konular hakkında yorum yapacak ve yazı yazacaksanız ‘olay mahallini’ bir görün derim kardeşim.
Yani hayatında Ankara’dan bilemedin pastırma festivali için uğraması gerekir diye Kayseri’den bu yana gelmemiş belki de gelememiş şahısların koca koca laflarla yorum yapmaları sadece can sıkıcı değil, insanlar arasında nifak tohumunun da ekilmesine neden olabiliyor.
Bakın örneklendireyim mevzuyu;
Bölgedeki belediyelere kayyum atanması konusunda fikir beyan edip kayyum sistemini haklı göstermeye çalışanların bildirdikleri mazeretler korkunç.
Bakın geçen gün emekli olmadan önce omuzunda muhtemelen bir sürü pırpır ve isminin önünde bir sürü kısaltma olan biri “Batman Belediyesi’nde Türkçe konuşmak yasaklanmıştı” dedi. Evet, valla bunu dedi. Hem de inanarak ve kendisini izleyen bir sürü insanı da inandırarak.
Başka biri, “Belediyelerden Kandil’e sürekli para akışı oluyor ve biz bunun önünü kestik” dedi. Bakın şaka yapmıyorum, bunları söylüyor koca koca kişiler. Hem de isimlerinin önünde bir sürü mevki kısıtlaması olanlar.
İspat edemem ama bu ve buna benzer yorumlar yapan, o televizyon ve gazete köşelerini kapan kişilerin ezici çoğunluğu bizim buraları görmemişlerdir bile. Görmüş olanları da, bir açılışa ya da bir konferansa davet edilip en fazla bir gün kalıp gidenlerdir.
Sonra da, “Bölgeyi avucumun içi gibi biliyorum, bölge halkı şöyle de böyle’’ gibi kocaman laflar ederler.
Ama çok ayıp ya. Sadece ayıp değil yazık da. Üstelik günah.
Şimdi bu kişilerin bir lafına insanlar kanıp, içindeki o duygusallığın esiri olup, yıllardır komşusu olan başka milletteki insanlara saldırsa Allah korusun bu kronikleşse ve dağılsa çok mu iyi olur? Bakın Allah korusun diyorum.
O yorumcular için sorun değil, bu defa da Allah korusun o ‘saldırıları’ konuşup yorumlayacaklar. İçlerinden buna vesile olduklarına dair bir tek fısıltı bile geçmeyecek.
Bayanlar ve baylar yapmayın, yazık oluyor memlekete ve memleketin insanlarına.
İlla bir yorum yapıp yazı yazacaksanız da, ne konu hakkında olacaksa o konunun ‘olay mahaline’ bir gidin derim. Beni dinleyin, pişman olmazsınız …