Matematik önemli bir bilim dalıdır. Çok nettir. Bir haysiyeti vardır matematiğin ve ona bağlı kalmayanları rezil rüsva edebilme yeteneğine sahiptir.

Yeter ki sadık kalınabilsin, her soruyu şüpheye yer vermeyecek şekilde cevaplandırır.
“Bakalım konu nereye gidecek” dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız.

Temsiliyet de matematik kadar önemli bir durumdur.
Bir yeri ya da kurumu-kişiyi temsil ediyorsa insan, matematik kadar net olmalıdır.
Geçen gün İyi Parti Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, Meclis’te Kürtçe konusunda bir şeyler söyledi.
Matematik bilimine, sosyoloji ve ahlak ilkelerine ters bir açıklama.
Neymiş “Kürt dediğimiz insanlarımızın ayrı konuştukları dil, üç dilden 8 bin 200 kelimeden oluşmaktadır.”
Reddin yanında üstenciliği görüyor musunuz?

Yazık valla.
Onca yılı birlikte yaşamışız, şimdi oldu mu bu tavır?
Neyse biz cevap vermeye çabalayalım kendimizce.
Filolog değilim ama anadilim ‘Kürtçeyi’ iyi konuştuğum, iyi okuduğum ve iyi yazdığım kanaatindeyim.
Şimdi cevaplar vermeye çalışıyorum bu hanımefendiye.

1 – Biz, sizin Kürt dediğin insanların değiliz.

Dümdüz Kürdüz!

Kalkıp şimdi burada Perslere bile Pers ismini vermiş, Mezopotamya’nın kadimlikte nirvanada olan halkımın tarihini anlatırsam çok zaman alır. Zaman alması sorun değil de, karşıdakilerin anlayıp anlayamaması dert. Ama matematik derki, bir şey iddia ederken oku. Kulağına birilerinin fısıldadıkları ile yetinme.
2 – ‘Üç dilden oluşması’ konusu, diller birbirinden faydalanır ve etkilenir. Bu durumu bir küçümseme edasıyla söylemek küçüklüktür. Yani, işte ‘sizin dil dediğiniz birkaç dilden etkilenmiştir o yüzden çok da makbul değildir’ demeye getiriyorsunuz.
Dil de, kainat gibi sürekli gelişme ve genişleme durumundadır. Her an yeni bir kelime çıkabilir ortaya. Ve diğer diller de bu çıkabilen dilden etkilenerek kendilerine göre uyarlayabilirler. Bu bir küçümseme değil bilakis diller arası koordinasyondur. Matematik derki koordinasyonu bil ve öğren. Yoksa sözlerinin bir kıymeti harbiyesi olmaz.

3 – ‘Kürtçe’nin 8200 kelimeden oluşması’ durumu, bakın bunun doğru olmadığını öyle matematik formüllerine falan bağlı kalmadan söyleyebilirim.

Ama bu sonuca nasıl vardığınızı merak etmiyor değilim.
Mesela hangi ara ve kaç kişilik bir çalışma ekibiyle bu sonuca vardınız?
Kaç kişi işle konuştunuz?
Hangi marka hesap makinesi ile bunun çetelesini tutabildiniz?
Bu çalışmayı yaparken kaç adet kalem tükettiniz?
Çalışmanız sırasında size çay-kahve ısmarlayan kaç kişi oldu?

Kimileri gibi Türkçe’nin, Kürtçe karşısında son derece fakir ve zayıf bir dil olduğunu söylemedim, söylemem.
Mesela Türkçe’deki ‘ACI’ kelimesinin Kürtçe karşılığındaki çoklu ve farklı anlamlara denk gelen kelime zenginliğini hesaba katarak Türkçe zayıf bir dildir demedim-demem.

Çünkü her dil kıymetlidir ve saygı görmeyi hak eder. ‘Benim dilim senin dilini döver’ tarzı bir milliyetçilik, taraftar bulsa da matematiksel bir karşılığı yoktur.
Kürt Dili ve Edebiyat’ı konusunda son derece kıymetli ve önemli çalışmalar yapan sevgili Zana Farqînî’nin, 175 bini aşkın madde başı ve 48 bin madde başı devamından meydana gelen 2648 sayfalık Kürtçe-Türkçe sözlüğü, tüm soruların ve de sorunların cevabı niteliğindedir.
Ama sakın bu konu başlıklarının kaç tane kelime edeceğini öğrenmek için, çalışma ekibinize görev vermeyin zira onlar sizi yanıltıyor olabilir. Benden söylemesi.

Son açıklamanızdaki ifade ve veriler de bunu gösteriyor.
Ayrıca, ben Parlamento’da olup, bir dilin varlığını inkar eden bir konuşma yapacak olsaydım o konuşma üzerinde birkaç saat çalışırdım. Vurgulamalar, diksiyon ve hitabet anlamında yani. Zira Türkçeniz oldukça kötüydü. Bu da benden söylemesi. 
Ayrıca, ben istesem 2800 kelime ile de konuşurum, 28000000 kelime ile de.

Birkaç sıfırın ne kıymeti var?
Değil mi?
Bilgenin Sözü: “Diller sayesinde, her yerde evinizdesinizdir