AKP iktidarının (ki şimdilerde çok sayıda küçük ortağı var ve onlara da kısa aralıklarla temettü dağıtan bir İktidar A.Ş.) 2002’de işbaşına geldiği günden bu yana çok ustalıkla yaptığı ne var derseniz, ben kendi adıma “gündem değiştirme ustalığı” derim.
Bu işin bu denli önemli olduğunu, yeni kurulan bir parti olarak daha o günlerden nasıl kavradılar, bir üst akıl mı vardı bilinmez ama hakikaten fevkiladenin de fevkinde bir biçimde başardıkları kesin.
Aslına bakarsanız gündemi değiştirme mahirliği, dünyada demokrasileri gelişmemiş ülke iktidarlarının, muhalefeti ve kitleleri manipüle ve konsolide etmedeki önemli argümanlarının başında geliyor. Bizim ülkemizde ise ilki diyebiliriz. İktidar bir gündem yaratıyor, televizyondaki herb.kolog sözcüleri yaratılan gündemin ülkenin olmazsa olmazlarından olduğu konusunda laf kalabalığı geliştiriyor. Ardından muhalefet, özenle hazırlanan gündem tuzağına düşüyor ve iktidarın kendisine çizdiği sınırda debelenip duruyor. İktidar taraftarlarının “onlar konuşur, biz yaparız” mottosu da kanımca buradan doğmuştur. Muhalefet önüne konulan janjanlı yeni gündemiyle oynaşırken, iktidar bir de bakmışsınız, gözünüzün önünde ama siz farkına bile varamadan amacına çoktan ulaşıvermiştir.
Sanki sihirbaz...
Ama bir gün gelir, artık bu gündem belirleme mahirliği de iktidarları, koltukta tutmaya yetmez. İşte o anda esas itibarıyla gündem belirleme veya değiştirme konusu, göle çalınan maya gibi yoğurt tutmaz. O an iktidarın hikayesinin tükenmişliğinin siyaseten dışa vurumudur. Kitleleri uyutmak için önüne attığınız gündem maddesi, insanlarda kısa bir uyarım veya uyutum yapar ama bir de bakarsınız, zombi gibi kitleler yine üstünü örtmek istediğiniz gündemle karşınıza dikilir. Yine ve yine zombiler karşınıza çıkar.
Son birkaç haftaya iktidarın gündem değiştirme arzusu ve zombi halkın gerçek gündemi açısından bakınca, yazıya o yüzden “Olmuyor, ne yapsalar olmuyor” başlığını atmak istedim.
Önce son gündemden başlayalım. İsrail’e de gireriz dediydi ya iktidarın başı Cumhurbaşkanı. Evelallah, ya Allah! Daha söylediği söz dudaktan çıkıp, vatandaşın kulağına ulaşmadan, bir de baktık ki o da ne İsrail’e gönderilen kurşun geçirmez camlar, Türkiye’den gönderiliyormuş. Üstelik, AKP’liler vasıtasıyla. Fesüphanahllah!
Sonra Hazine ve Maliye Bakanı konuştuydu. Hani kamuda tasarruf yapacağız diye diye. Meğer bu tasarruf sadece muhalif belediyeleri ilgilendiriyormuş. Bir de yapay zekayla takip edeceğiz demez mi sayın bakan. Tabii zombi vatandaş da cevabını verdi “İktidar belediyelerinde tasarruf yapılmıyor, sen hangi zekayla takip ediyorsun belediyeleri” diyerek hemen.
Belediyeler konusunda bir de Cumhurbaşkanı konuştu “Emeklileri çok düşünüyorsan, önce CeHaPe’li belediyelerin SGK borçlarını ödesin” diye bağırarak. Oradan da birşey çıkmadı, meğer SGK borçlarının ağababası AKP’li belediyelerdeymiş. Allah Allah! Daha başka ne gündemler ne gündemler.
Kadının soyadına bulaştılar, kadınlar dikildi karşılarına. Ekime ertelendi. Hay Allah!
Öğretmenlik Meslek Kanunu dediler, eğitimi gericiliğe teslim etmeyeceğiz diyen muallimler, bunda da heveslerini kursaklarına tıktı. Ertelendi. Mazallah!
Ama haklarını teslim edelim; hayvanları katletme yasasında başarı yakaladılar. Üstelik, katliama olur verme onurunu (!) TBMM’deki kitlesel fotoğrafla ölümsüzleştirdiler. Maşallah!
Derken birden bire Instagram gibi demirden leblebi gündemimiz oldu. Hamas Lideri İsmail Haniyye’yi savunmak adına platforma ulaşımı kapattılar. Binlerce, on binlerce insanı ekmeğinden ettiler. Ankatörler bu hamlenin iktidara en az 2 puan kaybettirdiğini söyledi. Yaptıklarına pişman oldular. Tez vakitte ((belki de siz bunu okurken) Instagram’ın da açılacağından adım gibi eminim. İnşallah!
Böyle bakınca; Saray’da şu sıralar en çok Manuş Baba’nın “Olmuyor, ne yapsam olmuyor...” şarkısı çalınıyor derim ben.
Zombi vatandaş, gündem değiştiren iktidarın karşısına kendi gündemiyle dikiliveriyor.
Açım diyor.
Yoksulum diyor.
Vergide adalet istiyor.
Asgari ücreti, emekli aylıklarını artır istiyor.
İşsizliği bitir, enflasyonu düşür diye çığlık atıyor.
Muhalefeti boğmak yerine, kendi kadrolarının israfını dizginle, yemeği yiyen hesabı ödesin diye yırtınıyor.
Gençler umut istiyor.
Fırsat eşitliği ve parasız, laik eğitim talep ediyor.
Sen gündem değiştirmeğe devam et!
Olmuyor, olmuyor, ne yapsan olmuyor...