Türkiye’de siyaset çok hızlı akıyor. Yarının ne olacağı kestirilemiyor. Bu hafta yaşadığımız siyasetteki gelişmeleri kim tahmin edebilirdi ki? O yüzden yarının ne olacağını tahmin etmek de zor. Her an beklemediğimiz bir gelişmeyle karşı karşıya kalabiliyoruz. O yüzden Türkiye siyasetini kestirmek, öngörmek kolay olmuyor. Meclis’te Öcalan’ın idamı için ip sallayan, bir bakıyorsun aynı Meclis’te Öcalan’ın konuşması için çağrı yapılıyor.

Tüm bu gelişmelere baktığımızda Kürt sorunu karşısında kafalarda bir netlik yok, günü birlik gelişmelere göre siyaset yapılıyor. Öyle de olunca beklenmedik bir açıklama Türkiye gündemine oturuyor.

Geçtiğimiz hafta bugüne kadar hiç söylenmeyenleri söyleyen iki siyasi liderin yaptığı açıklama gündeme bomba gibi düştü. Son söyleyecekleri sözleri başında söyleyince kamuoyunu da şaşırttı. Önce Devlet Bahçeli’nin, DEM’lilere uzattığı el, ardından Öcalan’ın tecridinin kaldırılarak TBMM’de konuşma yaparak örgütün lağvedilmesi çağrısı, MHP’nin bugüne kadar tarihinde en radikal çağrısı oldu. Bahçeli’nin bu çıkışına bugüne kadar Kürt sorunu konusunda ikircikli davranan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den geldi. “El yükseltiyorum ben de. Kürtlere bir devlet istiyorum. Ben Kürtlere 86 milyonla birlikte eşit vatandaşlığı iliklerine kadar hissettikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bizlerle birlikte sahibi olmalarını teklif ediyorum” diyerek, çıtayı yükseltti.

Baş döndürücü bir hızla siyasi gelişmeler yaşanırken, TUSAŞ’a yapılan saldırı bir anda umutları kırdı. Olası barışa dört elle sarılacak olan Kürtler, bu saldırının arkasında PKK olmaması için dua ederken, yapılan açıklamada önceden planlanan bir eylem olduğu ifade edilerek, PKK tarafından yapıldığı kabul edildi. Öncesi veya sonrası böyle bir saldırıya tepki gösterildi.

Her şeye rağmen 2013’te başlayan çözüm sürecine göre daha yakın görünüyor. Bu kez, sadece iktidarın değil Kürt sorununa en uzak duran MHP ve bu ülkenin kurucu partisi ana muhalefet CHP’nin dâhil olması çözüme daha yakın olduğumuzu gösteriyor. Yeter ki yaptıkları çağrının arkasında dursunlar.