Yıllar önce Levent Kırca’nın bir parodisinde izlemiştim. Araç kullanan biri, aracının camından dışarıya küllüğünü boşlatıp, yediği meyvelerin kabuğunu dışarıya atmıştı. Bir vatandaş yaklaşıp attığı çöpleri aracının içine geri atmıştı. Sürücü; “Burası çöp mü kardeşim niye arabamın içine atıyorsun bunları” diye çıkışmıştı da vatandaş; “Pekiyi burası çöp mü ki camından dışarıya döküyorsun” diye cevaplamıştı. Çok önemli bir mesaj içeriyordu.
Evet, yaşadığımız gezegeni böyle koruyabiliriz, korumalıyız.
Bunun için birçok proje ve program yapılır yanı sıra bir sürü yasa yürürlüğe konulur.
Sonuç?
Hızla kirlettiğimiz dünyamız ve tükettiğimiz geleceğimiz.
Bunun önüne geçmek için, ‘sıfır atık’ amaçlı programlardan yararlanıp hem kişisel olarak katkı sunmak hem de uygulayıcıların buna daha çok eğilmesi için çabalamak gerek.
Sıfır atık; Hiç atık üretilmemesi değildir. Bu günümüz koşullarında mümkün de görünmüyor zaten. Üretilen atık miktarını azaltmak, ekonomiye yeniden kazandırmak. Bunun için de ‘geri dönüşüm, geri kazanım ve yeniden kullanım trafiği takip edilir.
Endüstriyel tehlikesiz ve endüstriyel tehlikeli atıklar ile evsel atıklar en çok karşımıza çıkanlardır ki, bunların içinde evsel atıklar, miktar olarak çok daha fazla oluyor. Ev ve iş yerlerimizdeki nitelikli atıkların, karışık ve tek poşette toplanması, çöp depolama sahalarına da karışık gitmesine ve geri dönüştürülebilir atıkların ekonomik değerini kaybetmesine neden olmaktadır. Sıfır atık projesi işte bunun önünü almak için önemli bir çalışmadır.
Sıfır atık; israfın önlenip kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşumun mümkün mertebe engellenmesi, verimliliğin artırılması, temiz bir ortam yaratıp daha üretken çalışmaların oluşmasını sağlar.
Bu vesile ile karbon üretimi azalacak ve iklim değişikliğine olan etkimiz minimize edilecektir. Dolayısıyla çevre dostu yeşil çalışmalar artacaktır.
Daha çok yeşil, daha çok oksijen, daha çok yaşanabilir alanlar…
Mesela sıfır atık projelerine katkı sunmanın sonucunda oksijen ve erozyona karşı durmak adına elzem olan ağaçlarımızın korunmasını da sağlamış oluruz.
1 ton kağıdın geri dönüşümü; 17 ağacın kesilmesini önler ve böylece ihtiyaçtan fazla ağaç kesilmesinin önüne geçilmiş olur. Ayrıca 12.400 metreküp kadar sera gazı engellenir böylece sera gazının havaya salınımı azalmış olur.
Yine geri dönüştürülen 1 ton cam, 100 litre petrol tasarrufu demek oluyor.
Peki Sıfır Atık projelerine nasıl katkı sunabiliriz?
Her şeyden önce, ihtiyaçlarımızı azaltmak ve tüketimi sınırlandırmak gerekiyor. Tek kullanımlık ürünlerin kullanımından uzak durmak (Plastik, karton kağıt, tabak, çatal, bıçak gibi), şampuan ve deterjan gibi temizlik malzemelerini mümkünse evde ve doğal malzemelerden yapmak, fatura ve kredi kartı ekstresi gibi kağıt israfına neden olan konuları mail ve sms yoluyla hal etmek, defter ve kalem gibi kırtasiye ürünlerinde, geri dönüştürülmüş materyalleri tercih etmek çok önemlidir. Ayrıca, bozulan eşyalarımızı atmak yerine tamir etmek ya da farklı amaçlar için kullanmak da son derece önemlidir.
Mesela, ev ve işyerlerimizdeki çöplerimizi kategorize edip, geri dönüşümünü kolaylaştıracak şekilde istifleyip ulaşılması kolay yerlere bırakmak bile çok önemlidir.
“Şunu da şuraya bırakayım ne olacak” sözünden olabildiğince uzak durmak gerek. Ya da yaşadığımız yerleşim biriminden çok uzakta bırakacağımız herhangi bir çöp, hava şartları etkisiyle eninde sonunda yaşadığımız yere gelebilir.
Görüldüğü üzere, dünyamızı korumak çok da zor değil. Yeter ki, dünyamıza evimiz gözüyle bakalım ve böyle davranalım. Çoğu zaman çok basit dokunmalarla geleceğimizi daha da yaşanabilir yapabiliriz.
Evet çevreye attığımız çöpler, aslında geleceğimizin kucağına attıklarımızdır.
Unutmamalı…