Toplumsal bir durum olduğunda annemin ilk sorusu “tiştekî ne di rêde tuneye înşaallah” oluyor. Miting, kongre, yürüyüş ve basın açıklamalarını pür dikkat takip eder ve bir sorun olmaması için duada bulunur.

Geçen yıldan bu yana bu sorusunu Amedspor’un maçlarının yapıldığı zamanlarda da sormaya başladı.Bilumum sportif faaliyetlerden hiçbir şey anlamazsa da, konu Amed olunca dua ile birlikte manevi desteğini esirgemez sağ olsun. Ben de futboldan çok anlamam. Hatta hiç anlamam dersem yeridir. Öyle ki, bazen rakip takımın gollerine de sevindiğim olmuştur. Bilmemezlikten tabi.
Ama Amedspor, benim gibi futboldan anlamayan binlerce insanı ya ekranlara kilitliyor ya da stat yollarına revan ediyor. Nitekim her maçına gitmeye gayret sarf ederim. Kendi adıma şikayetçi değilim.
İş böyle olunca Amedspor’un etkinliklerinden de haberdar oluyorum. Burada, Amedspor’a yapılan saldırıların çetelesini sunmayacağım. Zaten herkes biliyor. Taraftarlar da biliyor, saldıranlar da, saldırtanlar da. 
Ama hakikaten, tüm ahlak ölçülerini alt üst eden yaklaşımlarla karşılaşıyor Amedspor. Toplumumuzun, ırkçılığa denk gelecek ölçüde yaklaşımlar içinde bulunmasının en açık alanı Amedspor maçları oluyor neredeyse.
‘Dostluk ve Kardeşlik’ diye tanımlanan futbola bile bu histeri yerleşmişse vay ki halimize.
Mesela, uzun süredir Amedspor’un maçlarının oynandığı stadyum, bir köy meydanından daha beter. Müsabaka sırasında yerinden kalkmış çimlerden çıkan toprak kokusu on binlerce insan alabiliyor. Bırakın koşup top sektirmeyi, normal yürüyüş için bile uygun olmayan bir zemin. Oyuncular ne koşabiliyor ne de istedikleri şekilde oynayabiliyorlar. Bu durum doğal olarak oyunun kalitesini ve sonucunu önemli ölçüde etkiliyor. O etki de takdir edersiniz ki ‘olumsuz’ oluyor. Stadın bu durumuna sadece Amedsporlu oyuncu, yönetici ve taraftarlar değil deplasmana gelen takımın oyuncu ve yetkilileri de sessiz kalmamalılar. Diyarbakır Gençlik Spor İl Müdürlüğü, stadyumun bakım ve onarımı ihale yoluyla bir firmaya vermiş. Ama ne bu firma gereken ilgiyi gösteriyor ne de İl Müdürlüğü bunun takibini yapıyor. Nerden biliyorsun diyeceksiniz değil mi? Sahanın durumunu gören herkes bunu görür ve bilir. Bunun bir an önce doğru dürüst bir hale gelmesi için yetkililerin ivedilikle el atması ve açıklama yapması gerekir.
Fiziki bakım ve tamiratlar geçiştirebilir ama ruhsal bakım ve tamirat zor oluyor.
2014 yılında adını ‘Amedspor’ olarak değiştirdikten sonra, görmediği eziyet kalmadı. 
Mesela; 2016 yılında oynanan MKE Ankaragücü–Amedspor maçında, yöneticilere fiziki saldırıda bulunuldu. Aynı yöneticiler maçın izlendiği protokol tribününden itilerek düşürüldü. Linç olmaktan son anda kurtuldular. 

Amedspor ile Bursaspor arasında Mart 2023 yılında oynan müsabakada sahaya pet şişe, bıçak ve mermiler atıldı. Yetmedi 90’lı yıllarda bölgemizde ‘faili meçhul cinayetlerin’ baş aktörü olan ‘Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın’ pankartı açıldı. Aynı zamanda yine o cinayetlerle özdeşleşen ‘beyaz toros arabasının’ da fotoğrafları tribünlerde paylaşıldı. Maç akşamı, heyetin kaldığı otelin önünde çirkin ve galiz ifadeler kullanılarak moral ve motivasyon bozmaya çalışıldı. Hatta, Şubat 2023 depreminde Bursaspor taraftarları Diyarbakır’a koli yardımında bulunmalarına rağmen depremden bir ay sonraki Bursaspor-Amedspor maçında oyuncular saldırıya uğradı.
En son geçen hafta oynanan MKE Ankaragücü ile Amedspor arasında oynan maçta ki ben de ordaydım, sahaya pet şişleri atıldı maalesef. Bu durum neredeyse köy maçlarında bile yaşanıyor. Son dakikada atılan gol ile Amedspor galip ayrıldı sahadan. Bu durum, sosyal medyada gündem oldu tabi. Herkes olumlu olumsuz bir şeyler paylaştı. Sevinenler olduğu kadar (Annem bunların başında geliyor) üzülenler de oldu. Her tür müsabakanın doğasında bu durum var. MKE Ankaragücü Teknik Direktörü de bu minvalde bir cümle kullandı. Afferin. 
Ama aldığı oy, Amedspor’un sosyal medya hesabının takipçi sayısı kadar bile olmayan bir partinin genel başkanı maçta “İstiklal Marşı’nın okunmadığını” bununla kalmayıp “İstiklal Marşı sırasında ıslık” çalındığını söyleyerek, Amedspor’u yine hedef haline getirdi. Bir insanın alenen iftira atması en hafif ifadeyle ‘AYIPTIR’. Maçtaydım ve zamanı geldiğinde İstiklal Marşı okundu. Fiziki engelleri olmayan herkes Marşı ayakta dinledi. Nitekim bunun videoları da yayınlandı. Amedspor’un yöneticileri mevzu bahis kişiye dava açacaklarını söylediler. Evet ama ‘kuyuya taş atılmış ve kötü niyetliler toplanmış o kuyunun başında’.
Sonrasında küfürler, hakaretler, tehditler ve en iğrenç politik paylaşımlar. İş ‘Amedspor’un kapanması sloganına’ dönüştü. 
Şimdi soralım AMED SPOR NE YAPTI SİZE?